(LÜBNAN – ANKARA) – Lübnanlı Jana Nakhal, İsrail – Hizbullah Savaşı’nı ve savaşın insani boyutunu anlattı: ”Nüfusun beşte birinin artık güvenli bir evi ve kalacak yeri yok.” İsrail’in son iki haftada Lübnan’a yönelik Hizbullah’ı hedef alan saldırıları yoğunlaştı. Bunun sonucunda Lübnan’ın geçici hükümeti, en az bin kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Ayrıca, 6 bin kişi yaralandı ve bir milyona yakın kişi yerinden edildi. Beyrut’ta yaşayan Lübnanlı Jana Nakhal, yaşanan kaosun insani boyutunu anlattı.
Jana Nakhal: “Lübnan’da Güvenli Bir Evi Olmayanlar Var”
Jana Nakhal, 41 yaşında bir şehir planlamacısı. Kendini aktivist feminist olarak tanımlayan Nakhal, Beyrut’ta yaşıyor. Ancak, eşi Türk olduğu için Türkiye’ye de sıkça seyahat ediyor. İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları başladıktan sonra, ailesiyle birlikte Beyrut’un merkezinden kentin doğusundaki daha güvenli dağlık bir bölgeye taşındı. Bununla beraber, Nakhal, ülkedeki nüfusun beşte birinin artık güvenli bir evi ve kalacak yeri olmadığını belirtti.
“Temel İhtiyaçları Karşılamak Zor”
Nakhal, iki hafta önce Lübnan’daki telsiz ve çağrı cihazı patlamalarının ardından yoğunlaşan saldırıların başlangıcında, aklına gelen ilk şeyin ailesi ve arkadaşlarının güvende olduğundan emin olmak için aramak olduğunu söyledi. Bununla beraber, Nakhal, durumunu şu sözlerle ifade etti:
“Bu artık günlük bir alışkanlık haline geldi. Çevremdeki insanları arayıp, iyi olup olmadıklarını soruyorum. Geçen gün arkadaşıma artık bunu yapmak istemediğimden bahsettim. Bazı arkadaşlarımın ve ailemin güvenli bölgelere geçmesine yardımcı oldum. Güvenli bir yer bulabilmek için yollarda 3 gün geçiren insanlar var. Oysa Beyrut’tan kuzeydeki güvenli bir bölgeye yolculuk normalde bir buçuk saat sürüyor. Ancak, yüz binlerce insan aynı anda güvenli bir yere gitme telaşına düştü. Bu da sonuçta büyük bir karmaşa yarattı.”
Yerinden Edilen İnsanların Durumu
Jana Nakhal, “Daha geniş bir çerçeveden baktığınızda, 5 milyon nüfusu olan küçük bir ülkede en az 1 milyon insanın yerinden edildiğini görüyorsunuz” dedi. Nakhal’ın aktarımına göre Lübnan hükümeti çok sayıda devlet okulunu sığınak olarak belirledi. Ancak, bu okullar, insanların temel ihtiyaçlarını karşılayacak donanıma sahip değil. Özellikle kadınlar, bebekli aileler veya sağlık sorunu olanlar için temel ihtiyaçların karşılanması daha da büyük bir sorun.
Jana Nakhal, Lübnan’ın güney banliyölerinde neredeyse tamamen terkedilmiş bölgelerin olduğunu belirtti. Bununla beraber, oradaki hayvanları kurtarmak için bölgede gönüllüler çalışıyor.
Güvenli Bölge Sorunu
İki gün önce Beyrut’un merkezindeki Kola bölgesini hedef alan saldırılar da dikkat çekti. Jana Nakhal, bu saldırılardan önce Beyrut’un merkezinin de güvenli bir bölge olduğunu düşündüklerini belirtti. Ancak tüm bunlarla beraber, Lübnan’ı terk etmek istemediğini de vurguladı. Genellikle, ülkeyi terk edenler, güney bölgelerinde yaşayan insanlar.
Lübnan’daki kamu kuruluşlarının, Lübnanlılara yardım sağlama konusunda zayıf kaldığını ifade eden Nakhal, sivil toplumun ve Lübnan Kızıl Haçı’nın çatışmalardan etkilenen insanlara yardım sağlama konusunda önemli bir rol oynadığını belirtti.
Lübnan’dan çıkışın son haftalarda zor hale geldiğini aktaran Nakhal, ülkeden çıkışın bir kaosa dönüştüğünü söyledi. “Buradan uçuşlar gerçekleştiren bir havayolu şirketi kaldı, onun da uçuşları dolu. Gemi biletleri bir sonraki çarşamba gününe kadar tükenmiş durumda. Ayrıca, Suriye ile bazı sınırlar tahliye için güvenli değil çünkü İsrail buralara da saldırıyor. Ancak buna rağmen, çok sayıda Lübnanlı bir hafta içinde Suriye’ye geçiş yaptı. Düşünün, Suriye’nin kendisi de güvenli bir yer değil ve orada da çatışmalar devam ediyor. Buna rağmen insanlar orayı tercih ediyor. Çünkü Lübnan içerisindeki güvenli bölgelerin ne kadar zamana kadar güvenli kalacağını bilmiyoruz.”