20.8 C
İstanbul
3 Ekim 2024, Perşembe

AABK’dan “Hafıza Merkezi” İçin Teşekkür: Hep Birlikte Başardık

(KÖLN) – Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Projesi’nin son etabı olan “Sözlü Tarih Arşivi”nin lansmanını Köln’de gerçekleştiren AABK, resmi sosyal medya hesabından bir teşekkür mektubu yayımladı.

Sivas’taki Madımak Oteli’nde katledilen 33 can anısına, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) ve Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) kararları doğrultusunda iki yıllık bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıkartılan Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Projesi, böylece tamamlanmış oldu.

2 Yıldır Sarf Edilen Yoğun Emeğin Neticesi

Proje, Türkiye’de lanse edildi ve çeşitli illerde lansmanı yapıldı. 2 Temmuz 2024 tarihinde Almanya’nın çeşitli kentlerindeki sinemalarda “Çok Kötü Bir Şey Oldu” adlı belgeselin gösterimi gerçekleşti. Geçtiğimiz hafta ise projenin belgeseli, Adana Altın Koza Film Festivali’nde izleyicilerle buluştu. Son olarak, Almanya’nın Köln kentinde “Sözlü Tarih Arşivi” tanıtımı ile tamamlanan Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Projesi için AABK yönetimi de bir teşekkür açıklamasında bulundu.

AABK’nın Teşekkür Açıklamasının Tam Metni

“Hep birlikte başardık.

Bildiğiniz gibi, AABF ve AABK kararları doğrultusunda yaklaşık iki yıldır sürdürdüğümüz Madımak Katliamı Hafıza Merkezi çalışmamızı, büyük bir başarıyla ve alnımızın akıyla tamamlamış bulunuyoruz. Bu iki yıllık süreç boyunca, profesyonel ya da gönüllü olarak katkı sunan yaklaşık 150 canımız, özveriyle emek vererek ve büyük çabalar göstererek bu projeyi hayata geçirdi.

Bu süreçte, her birimizin birlikte omuz omuza verdiği mücadele, hem Madımak Katliamı’nın unutulmaması hem de geleceğe dair bir hafıza oluşturulması açısından son derece kıymetlidir. Katkı sunan her bir canımıza yürekten teşekkür ediyor; gösterdikleri fedakarlık sayesinde, bu önemli hafıza merkezi başarıyla hayata geçti.

Madımak Katliamı Hafıza Merkezi, beş projeden oluşmaktadır:

  1. Madımak Dijital Kütüphanesi (Arşiv)
  2. Sanal Müze ve Sanal Müze Belgeseli (Unutulmayanlar/Evergreens)
  3. Web Belgeseli (Alacakaranlıkta 30 Yıl)
  4. Belgesel Film (Çok Kötü Bir Şey Oldu)
  5. Sözlü Tarih Görüşmeleri ve Röportajlar

Bitirdiğimiz beş projemizi de kamuoyunun bilgisine ve takdirine sunduk ve çok pozitif geri bildirimler aldık. Bu projeler büyük beğeni topladı. Yazılı ve görsel yöntemlerle tarihe önemli bir not düştük. Bu, kendi tarihini yazmak anlamına gelir. Projelerimizin başarısı, gelecekte yapacağımız çalışmalar için de bize ilham kaynağı oldu ve motivasyonumuzu artırdı.

Bu projelerle, topluma fayda sağlama ve kalıcı bir iz bırakma hedefimize bir kez daha ulaştık. Gelecekte de aynı azim ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. Amacımız, sadece bugüne değil, yarına da ışık tutmak ve geleceğe dair umutlarımızı daha da güçlendirmek oldu. Her bir projemiz, toplumumuzun hafızasında derin izler bırakmayı amaçlayan önemli bir adım olarak öne çıktı.

Bu doğrultuda, geçmişten aldığımız ilhamla geleceğe daha sağlam adımlar atarken, topluma katkı sağlayacak yenilikçi projeler üretmeye devam edeceğiz.

Ayrıca, daha önce planlamadığımız yani projelerimiz kapsamında olmayan, “Sanal Müze Unutulmayan/Evergreen” adlı 50 dakikalık belgesel filmi de hazırlandık. Bu belgesel filmini de toplumumuzla buluşturmayı başardık. Bu beklenmedik ama değerli katkı, projelerimize zenginlik katmakla birlikte toplumumuzun hafızasında derin izler bıraktı.

Madımak Katliamı ve ötesi üzerine yapılan, “Çok Kötü Bir Şey Oldu” belgesel filmi, beklentilerimizin üstünde beğeni topladı. Bu projenin amacına ve hedefine ulaşmasının onurunu ve gururunu hep birlikte yaşıyoruz. Belgesel, özellikle konuya hakim araştırmacılar, yazarlar, tarihçiler, bilim insanları, katliama tanıklık edenler ve katliamda sağ kurtulan canlarımızın ve ailelerimizin olumlu geri bildirimleriyle taçlandı. Bu geri bildirimler bizim için son derece önemli ve değerliydi.

Belgeselin başarısı, geçmişin acılarını unutturmadan geleceğe umutla bakmamıza olanak sağladı. Toplumun her kesiminden aldığımız destek, bizleri daha fazla projeye imza atmak için motive etti. Bu başarı, toplumsal hafızayı diri tutma ve adalet arayışımızın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

“Madımak Katliamı Davası sil baştan yeniden başlatılmalıdır”

Madımak Katliamı bir insanlık suçudur. Bu katliam, toplumsal hafızamızda derin yaralar açmış ve adaletin sağlanamaması, vicdanlarda büyük bir boşluk bırakmıştır. Madımak Katliamı Hafıza Merkezi’nin ortaya koyduğu yeni bilgi ve belgeler ışığında, özellikle tanıkların bugüne kadar dile getiremedikleri ya da yanlış anlaşılan noktalar da göz önünde bulundurularak, 31 yıldır işletilemeyen adaletin sağlanabilmesi için davanın yeniden, başından itibaren görülmesi zorunlu bir gerçekliktir. Bu süreç, sadece hukuki değil, aynı zamanda toplumsal bir yüzleşmeyi de beraberinde getirecektir. Davanın yeniden görülmesi ve gerçek adaletin tesis edilmesi için elimizden gelen tüm çabayı ortaya koyacağız; tüm kişi ve kurumları bu mücadeleye davet ediyoruz.

Ancak, yaklaşık iki yıl süren bu projenin tamamlanması hiç de kolay olmadı. Engeller, engellemeler, sahip çıkmama ve bilgi kirliliği yaratma gibi haksız eleştiriler, proje henüz yeni başlamışken karşılaştığımız zorluklardan sadece birkaçıydı. Zorluk ve sorumluluk derecesi oldukça fazla olmasına rağmen herkes elinden gelenin en iyisini yaparak projeye katkıda bulundu.

Sonuçta, tüm bu zorluklara rağmen ve hiçbir kurum ve kuruluştan proje almadan, hiçbir şirketten reklam ve sponsorluk desteği beklemeden kendi öz kaynaklarımızla, lokmalarımızla projemizi başarıyla tamamladık. Bundan sonra takdir, toplumumuzundur. Projenin başarısı, toplumsal dayanışmanın ve kararlılığın bir göstergesidir. Bu süreçte yanımızda olan ve destek veren herkese teşekkür ederiz.

Başta devlet resmi ideoloji olmak üzere, art niyetli olanlara ve bu çalışmaların başarısız olmasını bekleyen, köşesine çekilip olası bir başarısızlık üzerinden kendine başarı hikayesi yazmaya hazırlananlara ise, sadece üzülmekten başka bir şey kalmadı. Kim ne derse desin, bu aşamadan sonra toplumumuzun bu gibi tarihsel sorumluluk taşıyan ve geleceğe dair çok önemli bir vizyon ortaya koyan projelere sahip çıkması ve sahiplenmesi en güzel cevap olacaktır.

Bu projelerin başarısı, birlik ve dayanışma içinde olduğumuz sürece daha birçok önemli çalışmayı gerçekleştirebileceğimizin bir kanıtıdır. Gelecekte de benzer zorluklarla karşılaşsak da, aynı azim ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. Toplumumuzun desteğiyle daha büyük başarılara imza atacağımıza inanıyoruz.

Sevgili Canlar,

Madımak Katliamı üzerinden tam 31 yıl geçti. Şu soruyu lütfen kendimize soralım: Sadece bir belgesel filminin yapılması için neden bu kadar zaman bekledik? Neden katliamın birinci, beşinci, onuncu, on beşinci, yirminci, yirmi beşinci yıldönümünde yapamadık da 30. yıldönümünde yapmayı başardık?

Oysa bu dönem biz, 30 yıl sonra Madımak Katliamı Hafıza Merkezi kapsamında sadece bir belgesel filmi değil, tam beş projeyi bir arada yapmayı başardık. Türkiye’de bugüne kadar yaşanan hiçbir katliam, bu kadar farklı boyutlarıyla ve yönleriyle, beş ayrı projede bu kadar kapsamlı bir şekilde ele alınmamıştır. Bu projelerle, katliamın hafızasını diri tutmayı ve toplumsal bilinci artırmayı hedefledik. Böylece, geçmişte yaşanan acıların unutulmamasını ve benzer olayların tekrar yaşanmaması için farkındalık oluşturmayı amaçladık ve bunu başardık.

Ayrıca bu projelerle, sadece geçmişin acılarını belgelemekle kalmadık, aynı zamanda geleceğe dair önemli bir vizyon ortaya koyduk. Bugün bu projeleri hayata geçirebilmiş olmanın gururunu yaşıyoruz. Toplumumuzun bu gibi tarihsel sorumluluk taşıyan projelere sahip çıkması, geçmişten ders alarak daha aydınlık bir gelecek inşa etmemize yardımcı olacaktır.

Peki, Madımak Katliamı, Avrupa Alevi hareketi (AABK) açısından önemli bir kırmızı çizgi olmasına rağmen, bu konunun bir belgesel filmi olarak bugüne kadar neden hiç gündeme gelmedi, konuşulmadı veya tartışılmadı?

Aslında, bu sorunun yanıtı oldukça karmaşık ve çok boyutlu ama açıklamaya çalışalım.

Bugüne kadar sadece bir belgesel filminin yapılamamasının nedeni sadece ekonomik koşullar mıydı? Ya da başka bir neden mi vardı? Başka bir neden var mı, tartışmak lazım ama ekonomik nedenlerden dolayı yapılamadığı görüşü asla gerçekçi değil. Çünkü 35 yıllık hak mücadelemizde ekonomik anlamda ortaya çıkan ne büyük sorunları aştık, sayısını bile hatırlamıyoruz.

Yaklaşık iki yıldır yaşadığımız zorluklar ve ortaya çıkan engeller, karşılaştığımız iftira ve yalan haberler, projenin başarısız olması için uğraşanlar ve olumsuz iç ve dış faktörlerle mücadele ettik. Bu süreçte tanık olduğumuz ve yaşadığımız tüm bu sorunlar, böyle bir belgesel filmin bugüne kadar neden yapılamadığının temel nedenlerini oluşturuyordu. Yaşanma olasılığı yüksek olan bu durumlardan dolayı projenin başarısız olma ihtimalini artırdığı için kimse böyle bir yükün altına girmek istemedi. Kısacası, kimse sorumluluk almak istemedi.

Ayrıca, tarihsel sorumluluğu ve vebali oldukça ağır olan bu konunun başarılı bir şekilde işlenebilme ihtimali çok düşüktü. Bu olumsuz ve çetrefilli nedenlerden dolayı belgesel filmi gündemimize bile gelemedi. Kimse böyle bir sorumluluğu üstlenmek istemedi. Buna benzer projeleri yapanların başına neler geldiğini medyadan çıkan haberlerden biliyoruz. Bu tür projeler, hem içerdiği riskler hem de toplumsal hassasiyetler nedeniyle genellikle cesaret gerektiren ve zorlayıcı girişimler olarak görebiliriz.

Oysa biz; yani bu dönem görev alan AABF ve AABK yönetim kurulu olarak bu sorumluluğu üstlenecek medeni cesareti gösterdik. Tarihin omuzlarımıza yüklediği bu tarihsel sorumluluğun bilinciyle ve kararlılığıyla her türlü bedeli ödemeyi göze alarak elimizi taşın altına koyduk. Korkmadık. Çünkü,”Korku kuşlar yer diye toprağa tohum serpmemektir” biz de bu şiarla toprağa tohumu serptik. Tüm inanç ve kararlığımızla başta kendimize ve kurumumuzun bilgisine, tecrübesine, gücüne, sağduyusuna ve vicdanına sonuna dek inandık ve yanılmadık. Başarılı olmamızın sırrı tam da buydu.

Tüm bu zorluklara rağmen, projeye olan inancımızı kaybetmedik ve kararlılıkla çalışmaya devam ettik. Başarıya ulaşmamız, sadece bizim değil, toplumumuzun da bir başarısıdır. Bu süreçte yaşadıklarımız, bize daha da güç kattı ve gelecekteki projelerimiz için birer motivasyon kaynağı oldu.

Sonuç itibariyle; Madımak Katliamı Hafıza Merkezi ile birlikte tarihe çok değerli bir bilgi kaynağı, bir veri tabanı ve devasa bir arşiv kazandırmayı başardık. Kendi tarihimizi en doğru şekilde artık kendimiz yazacağız. Bu oluşturulan bilgi, belge ve videolar sayesinde onlarca belgesel film yapılabilir. Özellikle yazılacak doktora tezleri için çok değerli bir bilgi hazinesi oluşturuldu. Bu arşiv, tarihçilerin, araştırmacıların ve akademisyenlerin yararlanabileceği zengin bir kaynaktır ve gelecekte yapılacak çalışmalara ışık tutacaktır.

Özellikle Madımak Katliamı’nın 31. yıldönümünde, Madımak Katliamı Hafıza Merkezi’nin çalışmaları ve tanıtım programları, katliamın görsel ve yazılı basında ve sosyal medyada hiç olmadığı kadar geniş yer bulmasına ciddi katkı sağladı. Son yapılan anma etkinliğinde, tüm siyasi partilerin genel başkanlık düzeyinde temsil edilmesi ve ilk defa bir yürüyüşte birlikte yürümeleri de bu çabaların etkisiyle gerçekleşti. Bu gelişme, toplumun farklı kesimlerinin ortak bir acıyı paylaşmasında ve toplumsal hafızanın canlı tutulmasında önemli bir adım olarak değerlendirilebilir.

Bu projeye başından beri inanan, sahip çıkan, desteğini esirgemeyen Avrupa, Türkiye, Avustralya’daki tüm kurumlarımıza, emekçilerimize ve cümle Canlara yürekten teşekkür ediyoruz. Verilen hizmetler ve emekler hakikat kapısına yazılsın.

Gerçeklerin dem-i devranına…

Aşk ile.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK HABERLER

BİZİ TAKİP EDİN

289,629BeğenenBeğen
2,203TakipçiTakip Et
19,906TakipçiTakip Et
411AboneAbone Ol
- Reklam -

EN SON HABERLER